Timaş Yayınevi 1982 yılında yolculuğuna şu cümle ile başladı: “İnsana faydalı olmak, bilgiyi onu talep eden herkesle paylaşabilmek”. Yayıncılık dünyasına sağladığı katma değer ile her gün büyüdü, 25’ten fazla ülkede 5.000’den fazla kitabı, milyonlarca okurla buluşturdu. Daha fazlası için de durmadan çalışıyor.
İstanbul Fatih’in tarih kokulu sokaklarında mağazalar ve süs eşyaları satan birçok yer dikkatimizi çekerken; birden süs eşyalarından çok daha güzel dizilmiş ve dizayn edilmiş kitaplara rastladım. Öyle ki kategorilerine tek tek ayrılmış özenle tertemiz dizilmiş ve her bir kapağın görseli sizi içine çektiği ve kendinizi bakmaktan alıkoyamadığınız bir yayın evine rastladım. Evet bu Timaş Yayınevi idi.
Atalet hali için insanlara bir neden bile yetebiliyor. Özellikle günümüzde Türkiye’deki kitap okuma oranlarına bakınca birçoğumuzun kitap okumamak için atalet halinde olduğunu görebiliyorum. Aslında bir kitabı okumak için bir neden bile yetebiliyorken Timaş Yayın Grubu’nun bizlerle tanıştırdığı “Kaybolan Tarihin Peşinde”, “Hammer Seyahatnamesi”, “Türkiye Mısır Suriye”, “Müslüman İspanya”, “II. Viyana Kuşatması”, “İslam ve Hristiyanlık”; kitaplarının her sayfasını çevirirken kokusu, dokusu, renk seçimleri, kapak tasarımları, sayfa düzenleri bizi daha çok kitapların içine çekiyor. Haliyle kitap okumak için birçok neden sunuyor. Ayrıca Timaş Yayınevi okurlarına özel indirim kodu veriyor. Siteye giren herkes bu koddan faydalanabilecek.
Aralarından ruhuma en çok dokunanı, tarih konusunda içimi aydınlatan kitabı ve tabi ki yazarından sizlere kısaca bahsetmek istiyorum.
Tarih araştırmacısı ve yazar Mehmet Dilbaz, 5 Ocak 1974’te İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nden sonra Trakya Üniversitesi Turizm Bölümü’nde öğrenim gördü. Henüz çocuk yaşlarda başlayan tarih merakını sosyal, görsel ve yazılı medya aracılığı ile oluşturduğu “Kaybolan Tarihin Peşinde” hareketi ile devam ettirmektedir. Bu hareket ile Bizans’tan ve Osmanlı’dan günümüze ulaşan tarihi eserlerin korunması ve yaşatılması konusunda farkındalık oluşturmayı hedefleyen Dilbaz, Yunanistan ve Balkanlar’daki Osmanlı eserleri konusunda hâlen çalışmalar yürütmektedir. “Kaybolan Tarihin Peşinde” kitabı Timaş Yayınları’ndan çıkmıştır. İşte Mehmet Dilbaz’ın Kaybolan Tarihin Peşinde adlı kitabını birkaç cümle ile sizlere sunuyorum;
Kaybolan Tarihin Peşinde
Başta Abbasağa Parkı, Ayaspaşa Mezarlığı, Aziziye Karakolu’ndan tutun da Çağlayan Sarayı, Dolmabahçe Saray Tiyatrosu, Rumeli Hisarı, Taksim Bahçesi, Tophane Kışlası ve Zeynep Hanım Konağı’na kadar kısacası A’dan Z’ye aldığı notları fotoğraflarla birlikte bizlere aktarıyor. Her ne kadar Seyr-i Sefain binasını Atatürk’ün cenazesindeki fotoğrafıyla görünce duygulansam da kitaptaki fotoğraflar sizi maziye götürüyor ve tabi işin içine Timaş kalitesi de girince adeta bizlere görsel şölen sunuyor.
Tarih eserlerini kaybetmiş bir şehir anılarını kaybetmiş bir adam gibidir. (Graeme Shankland)
Yaşadığımız topraklarda uzun yıllar önce başka medeniyetlerinde var olduğuna ve bu toprakların yıllarca pek çok eseri barındırmış olduğuna dair elimizde tarihi kaynaklardan ve fotoğraflardan başka hiçbir veri yok…
“Kaybolan Tarihin Peşinde Hareketi” işte tam da bu noktada başladı ve tarihe ilgi duyan bir avuç insana ulaşmayı hedefledi. 2013 yılında başlayan bu kültür hareketinin amacı hem kadim zamanlarda coğrafyamızda vücut bulmuş tarihi eserleri tanıtmak ve hem de harabe halinde olsalar dahi günümüze kadar yaşamayı başarabilmiş bu eserlerin nesillere aktarılması hakkında neler yapılması gerektiğini saptamaktır.
Başta bireysel olarak kütüphaneler en kaynak eserlerin bir sonraki toplanması ve İstanbul’un sokak sokak taranarak yıkıntı halindeki tarihi eserlerin tespit edilip sosyal medyada yayınlanması ile başlayan bu hareket, şimdilerde yüz bine yaklaşan tarih sevdalısı takipçisiyle çığ gibi büyüyor.
Bugün “Kaybolan Tarihin Peşinde Hareketi” etkin takipçi kitlesinin desteği ve yardımı ile günümüz eserlerine sahip çıkma adına bir kamuoyu oluşturmuştur. Gerek bireysel gayretlerde gerekse kamuoyu olarak dikkat çekilen bu hususlar yalnızca sosyal medyada yer almakla sınırlı kalmamış, çoğu zaman toplumsal fikir birliğine dönüşerek ilgili mecraları tarihi eserleri koruma ve yaşatma konusunda harekete geçirmiştir.
Mekânlar toplumsal ve kentsel değişimin azizliğine uğrayarak kaybolsa da mekânların hafızasında yaşayan kadim zamanların hikâyelerini yaşatmaya niyet ettik. Şimdi elinizde bulunan bu kitap mazisinden bir haber yürüdüğünüz sokakların ve hikâyesini bilmeden yanlarından geçip gittiğiniz yapıların mekânların hafızasına terkedilmiş hikâyesidir. Biz bu kimi hazin mekân hikâyelerini evlatlarımıza bırakacağımız “şimdiyi” muhafaza etme ve sahiplenme adına bilinir kılmayı arzu ettik.
Çünkü şehir yalnızca atalarımızın bize mirası değildir aynı zamanda şehir çocuklarımızın bize emanetidir.
Mehmet Dilbaz
İstanbul 2019
Bu kitapla, Tanpınar’ın “Kaybolan şey, bir hayat tarzı bütün bir dünyaydı…” diye andığı ‘İkinci Zaman’a yolculuklara çıkacaksınız. Ve İstanbul’un nasıl bir masal kuşu olup, avuçlarımızda uçup gittiğine şahit olacaksınız.
Timaş Yayın Grubu’na bizleri bu güzel, değerli ve kaliteli kitaplarla ve de yazarlarla tanıştırdığı için çok teşekkür ederiz.