Tüm dünya Corona kâbusuyla çalkalanırken, ‘hunili doktor’ olarak bu konuda ben de bazı uyarılarda bulunmak isterim.
2020 yılı bizi öperek uyandırmıyo mâlumunuz, her gün ayrı kötü bir haberle başlıyoruz güne. Wuhan’daki mini minnak bir virüs tüm dünyayı kasıp kavurdu.
Çin gibi nüfusu kalabalık bir memlekette bile yayılım çabuk kontrol altına alındı çünkü ‘sosyal izolasyon’ konusunda Çin uyanık davrandı.
Avrupa ise özellikle İtalya ve Almanya bu konuda gecikince sonuç trajik oldu ki bu ülkelerde yaşlı populasyon fazlaydı ve izole yaşama geç geçilince olanlar oldu.
Aslında virüsün 50 yaş üstü mortalitesi yüzde 3-5 arasında yani aslında virüsü kapan 100 kişiden 3’ü ölüyor 97’si iyileşiyor. Sıkıntı aslında bu 97 virüs pozitif insanın kalabalık ortama girip, kendinde hastalık belirtisi olmasa bile başkalarına bulaştırabilmesi ve kronik hastalıklılar ve yaşlılarda hızla akciğere yayılıp öldürmesi.
Bulaştırıcılık 14 gün sürdüğü ve bu minnak virüs cansız ortamda da birkaç saat yaşayabildiği için bulaşma hızlı oluyor. İyi olan yanı; virüs alkollü dezenfektanlarla ölüyor; daha önce salgınları olan virüslerden aslında çok daha az ‘öldürücü’…
Yani aslında ‘önlem alınırsa, sabunla el yıkama, dezenfeksiyona dikkat edilir, kalabalıktan uzak durulursa’ kontrol altına alınabiliyor!!
Umre’den gelen binlerce insanın bazı iller dışında izole edilmemesi; üniversiteli öğrencilerin 3 hafta tatil olmasıyla otogarlara yığılıp ülkenin dört yanına dağılması gibi tedbirsizlikler dışında devlet şu anda kalabalık ortamları teker teker kapamaya başladı.
Yahu sevgili halkım, devlet herkesin başına birini dikemez ki; nolur aklınızı başınıza alın, bi süre kıçınızı kırıp evinizde oturun:
– İlginçtir ki, bugün hekim arkadaşlarla konuştuk, poliklinik hasta sayısında azalma değil artma olmuş.
–Amca, teyze; yıllık rutin gözlük muayenesi için hastaneye geliyosun ya; amacın ne? Gözlüğünü değiştirince Corona’yı görüp sineklikle masaya mı yapıştırcan naapcan, ne acelen var; bu şerefsizin evladı Corona’yı biz mikroskopta bile göremiyoz, gözlükle olmaz bu iş, bi otursana evinde.
–Ablacım tamam yaz geliyo, yağlarından kurtulup memene silikon yaptırmak istiyon da; amacın Corona’ya fit görünmek mi allasen, bi erteleyin artık aciliyeti olmayan ameliyatlarınızı!
–Ağbicim bir haftalık bel ağrısı ya da on günlük diz ağrısıyla acile geliyosun ya; Corona’dan koşarak mı kaçıcan naapcan; niye şimdi acile gelip risk alıyosun?
–Güzel ablalarım, tontiş teyzelerim; altın günlerinize biraz ara verseniz nasıl olur? Vallaha da ben virüs olsam yarasa çorbasından sonra sizin günlerdeki kısır, mercimek köftesi, pattisli poğaçaları görünce hayatta çıkmam ordan; altın gününüzü teneşir paklamasın, acık evinizde oturun beya!
–Tamam anlıyorum, komşunuz Umre’den gelmiş de hoşgeldin demeye gitmek zorunda mısınız? O da yorgun, bi bırakın şu garip âdetleri, gitmiş, hayırlısıyla dönmüş, bırakın virüs kapmadan veya kapmışsa size bulaştırmadan dinlensin. Hac’dan getirdim diye gidip Hacı Bayram Camisi’nden sizin için aldığı tesbihleri gider bi zahmet sonra alırsınız; ziyarete gitmeyin, bu ‘ayıp’sa; bile bile hastalığı yaymak ‘günah’tır! Bakın Diyanet de açıkladı, İslam hoşgörü dini ve Allah akıl fikir vermişse, ibadetinizi de evde yapın bu dönemde…
–Devlet, okulları ve bazı anneleri çocuklarıyla gezsinler diye tatil etmedi; ablacım tamam instagramda yediğini içtiğini paylaşmak istiyosun da; bi süre ara versen inan bişeycik olmaz; kendimden biliyorum gezip tozmadan, tatil yapmadan da yaşayabiliyo insan… Çok yoksunluğa girersen; mesela ‘iyi ki oturma odam var pozu çek, ‘ev yemeği candır’ pozu çek koy ama nolur bi süre kıçını kır otur evinde…
Şu dönem kurallara uyup tedbirleri alırsak inanın atlatırız bu krizi de… Corona’dan değil tedbirsizlikten korkmalı. Bu ülkede her gün tedbirsizlikten, iş kazalarında ölen işçi sayısı 200, trafik kazasında her gün en az 25 kişi ölüyorken, anladınız siz onu…
Panik yok, önlem var! Temizlik kurallarına uyun, ciddi gereklilikler dışında lütfen evinizden çıkmayın. Nokta.
