Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ilk ve tek doğal kayak merkezi olma özelliğine sahip Karacadağ Kayak Merkezi, yeni sezona hazır ziyaretçilerini bekliyor.
Şanlıurfa ile Diyarbakır arasındaki sınırları belirleyen ve Siverek ilçesine 45 kilometre uzaklıktaki Karacadağ Kayak Merkezi, 1919 rakımıyla bölgenin zirvesinde yer alıyor. Bilinirliği her geçen yıl artan ve yöresel kıyafetli vatandaşların renkli görüntüler oluşturduğu kayak merkezine bölge insanı yoğun ilgi gösteriyor. Hafta içi etkili olan yağışlarla kayak merkezindeki kar kalınlığı 50 santimetreye kadar ulaştı. Pistin kayak yapmaya elverişli hale gelmesiyle “Güneydoğu’nun Uludağı” olarak da nitelendirilen Karacadağ Kayak Merkezi, pazartesi gününden itibaren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleriyle misafirlerini ağırlamaya başlayacak.
Yer yer 50 santimetreyi bulan kar var
Kayak merkezi işletmecisi Orhan Atilla, kar yağışının geç başlaması nedeniyle sezonu geç açtıklarını söyledi. Salgın tedbirleri kapsamında merkezde yeni düzenlemeler yaptıklarını anlatan Atilla, “Pist kayak yapmaya uygun. Yer yer 50 santimetreyi bulan kar var. Pazartesi günü açılışı yapacağız. Hazırlıklarımızı tamamladık. Hafta sonu pandemi kısıtlamalarından muaf olan tur katılımcıları için hizmet vereceğiz.” dedi. Merkeze gelen kayak tutkunlarından Celal Altay ise piste yeniden çıkmak için sabırsızlandığını dile getirdi.
Bölgede kar tutan ender yerlerden olan Karacadağ
Kayak merkezi hakkında bilgiler veren işletmeci Orhan Atilla, şunları söyledi. “Güneydoğu Anadolu’da tüm bölge içinde kar tutan ender yerlerden olan Karacadağ’da, Valilik tarafından kayak pistleri düzenlendi. 600-700 m.lik uzunluğunda pistler için 250 m.’lik bir lift yapıldı. Siverek’e 60 km. mesafede olan kayak merkezinde 70 metrekarelik bir kafeterya ile 40 metrekarelik bungalov tipi hizmet evi bulunmaktadır. Kasım ayından itibaren dört aylık kayma sezonu vardır. Yakınlığı nedeniyle Siverek ve Diyarbakır talebine cevap vermektedir.”
Uygarlıklar beşiği Karacadağ
Karacadağ’ın Urfa, Mardin ve Diyarbakır il sınırlarına yayılan, üç ili birbirine bağlayan bir dağ olduğunu ifade eden Atilla sözlerini şöyle tamamladı. “Yaşı geçkin olmasına rağmen nazlı bir sevgilidir Karacadağ. Urfalı için uzak bir hayal, Viranşehirli ile Siverekli açısından baba ocağı, evlat otağıdır Karacadağ. Diyarbakırlı’nın gözünde salt sönmüş bir volkan, taş kesilmiş bir arazi, bir taşlık alan değildir. Binbir çiçek ve böceğin barınağı, bir uygarlık beşiği, bir kadim tarih, bir şiir, bir hikâyedir Karacadağ. Sözgelimi yöre insanı ünlü şair Ahmed Arif’in dizelerini süslemiştir Karacadağ: ‘Açar, kırmızı yediverenler/ Ve kar yağar bir yandan/ Savrulur Karacadağ. Sönmüş bir yanardağ Karacadağ; Urfa, Diyarbakır, Mardin arasında. Ama içi geçmiş kof bir yükselti değil o, üfürdüğü kara taşlarla şehirlere, surlara, köylere can veren, yaşam tarzlarını belirleyen bir dağ.
