Deprem en büyük tehlike değil, asıl büyük tehlike depreme olan ilginin azalmasıdır. Çünkü bu durum, tedbirsizlik ve kaderciliği beraberinde getirir. Oysaki biz yaşananlardan ders alıp önümüze bakacağız. Çocuklar geleceğimiz. Ülkemizin esenliği için, birlik ve beraberliğimiz için, dayanışma ruhuyla, çocuklarımızın deprem gerçeğini doğru bilmesi ve ona uygun yaşaması büyük önem taşıyor. Artık, bilgi insanı güçlü kılar deyip, yıllardır yaptığımız gibi afet sonrası yapılması gerekenleri konuşacağımız yere, depremin bir afet değil, bir doğa olayı olduğunu kabul edip, ülkemizin yüzölçümünün yüzde 96’sı  ve nüfusunun yüzde 99’unun deprem riski altında olduğu gerçeğini temel alıp, ona göre bir yaşam kurmamız gerekiyor.

 

Bilimin rehberliğinde yapmamız gerekiyor

Bunun yolu da yerleşim yeri seçiminden tutun da sanayi faaliyetlerine kadar pek çok alanda yapacağımız planlamalarda artık ben ben ben demeyi bırakıp, bilimin rehberliğinde yapmamız gerekiyor. Misal ülkemizin en güzel kıyılarının sanayiye açılmasına artık izin vermemeliyiz. Cennet Kocaelimiz, sanayinin kirli kıyıları arasında en güzel örnek değil mi? Her ne kadar temizlemeye çalışsak da, eski halini geriye getirmemiz mümkün mü sizce?

 

Yeniden deprem olsa

Misal 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinin nüfusun, yerleşim merkezlerinin ve sanayinin yoğun olduğu alanlarda meydana gelmiş olması çok sayıda can ve mal kaybına neden olmuştu. O günden bu güne Kocaeli ve Düzce’de neler değişti? Şehirlerimizin gelecek planlamasında nasıl bir yol kat ettik? Yeniden deprem olsa bizi nasıl etkileyecek? Merak ediyorum. Ya siz?

 

Sesimizi duyan var mı?

Bütün devlet kurumlarımızın şeffaflık ilkesi gereği bizi, toplumu bu konuda doğru bilgilendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Eminim gücümüz gereğince bir şeyler yapmışızdır. Ama, yapacaklarımız da vardır. Eksiklerimiz nelerdir? Bunları bilirsek, ona göre organize olup, gereğini daha hızlı yapabiliriz? Sesimizi duyan var mı?

 

Neden savaşa hazır olalım diyorum

Oğuz Kaan Der ki: Siz birbirinizden ayrılırsanız hepiniz ok gibi birer birer kırıp parçalarlar. Oysa birlik olursanız hiçbir kuvvet sizi kıramaz. Hazır ol cenge, İster isen sulhu salah: Yani Türkçesi Barış istersen, savaşa hazır ol. Neden savaşa hazır ol diyorum, çünkü bu gözler deprem yaşamış bu gözler, şehirlerimizin nasıl bir savaştan çıktığını görsün artık istiyorum. Görsün.

 

Yeniden 1923 ruhuyla düşünmeye başlayalım

Tarihimize, geçmişimize bakarsak milyonlarca güzel örnek görebiliriz. Bunlardan birini bizim için seçtim. Hafızalarımızı tazeleyelim de görelim, biz neler yapmışız? Ve daha neler yapabilme gücüne sahibiz. Hadi o zaman hep birlikte 1923 ruhuyla birlikte düşünmeye başlayalım: “Atatürk, 16 Şubat 1925’te Türk Hava Kurumu’nu kurdu. Atatürk’ün himayesinde, İsmet İnönü’nün fahri başkanlığında kurulan cemiyetin ilk başkanı Atatürk’ün yaverlerinden Cevat Abbas Gürer, daha sonraki başkanı ise Atatürk’ün yakınlarından Ahmet Fuat Bulca idi.

 

Paranın ehemmiyetini Türk Milleti takdir edebilmektedir

THK’nın birinci amacı, uçak fabrikaları kurmaktı. THK Nizamnamesi’ndeki ifadeyle, “Türk Milleti‘nin en öncelikli olarak yapması gereken bir tayyare fabrikası kurmaktır. Avcı, keşif, talim ve bombardıman tayyarelerinin bütün aksamını imal edecek ve istenilen nitelikte tayyareler meydana getirecek bir fabrika tesisi için sarf edilmesi lazım gelen paranın ehemmiyetini Türk Milleti takdir edebilmektedir. Fabrika ile bir de pilot yetiştirebilecek okul tesis edilmesi kesin gerekliliktir…” diyorlardı çünkü biliyorlardı ki bilgi insanı güçlü kılar.

 

Daha Fazlası da var

THK’nın parasal kaynakları şöyle belirlendi:

1-Fitre, zekat, kurban derileri
2-İki civa madeninin işletilmesinden elde edilen tüm gelirler,
3-Uşak Şeker Fabrikası’nın her yılki ilk mahsulü
4-Bazı vergiler
5-Atatürk’ün Nutuk’undan elde edilecek telif geliri.

 

Okuduklarımdan ilk aklıma gelenler bunlar oldu. Ama emin olun ki daha fazlası da var, isterseniz siz de araştırabilirsiniz. Hadi size bir kaynak da vermiş olayım, bakınız değerli araştırmacı yazar Sinan Meydan kitapları.

 

“Bağış” ve “Yardım” kampanyası

“Ancak tüm bu yapılacakların yeterli olmadığını herkes biliyordu. Ondan sonra THK, orduya uçak almak için “bağış” ve “yardım” kampanyası başlattı. Öncelikle Atatürk, 10 bin lira bağışla kampanyaya katıldı. Nuri Demirağ’ın kardeşi Naci Demirağ’ın kardeşi, Vehbi Koç da 5 bin lira bağışladı. THK’ya 30 ila 50 lira bağışlayanlara bronz, 75 ila 100 lira bağışlayanlara altın, 5 binden fazla bağışlayanlara değerli taşlarla bezenmiş madalyalar verildi.  Madalyaların üstünde Vecihi Hürkuş’un yaptığı “Vecihi K-VI” model uçağın resmi vardı.” 10 bin lira bağışlayan kişi, kurum ve şehirler aldıkları uçağa ad verebiliyordu. THY’ya ilk bağış Ceyhan’dan geldi. Ceyhan ilçesinin 10 bin liralık bağışıyla alınan uçağa Ceyhan adı verildi.

 

Depremde yaptıklarımızı hatırlatmıyor mu?

Atatürk’üm 1 Kasım 1926’da meclis konuşmasında “vatandaşların kendi gayret ve bağışlarının ürünü olan Tayyare Cemiyeti’nin bir senelik çalışma ve başarısı takdire şayandır” diyerek THK’yı takdir etti. THK’nın uçak kampanyasına halkın ilgisi büyüktü. Vatandaşlar elde ettikleri ürünün bir kısmını, tarlasını, bağını, bahçesini, hayvanını satarak kampanyaya destek oldu. Hatta maaşını ve evlilik yüzüğünü bağışlayanlar bile oldu. Bu size millet olarak depremde yaptıklarımızı hatırlatmıyor mu?

 

Genç Türkiye Cumhuriyeti

Gelelim en can alıcı yere, THK kısa sürede birinci hedefine ulaştı. Çünkü genç Türkiye Cumhuriyeti, uçak fabrikaları kurdu:

1-1926’da TOMTAŞ Kayseri Uçak Fabrikası
2-1932’de Eskişehir Tayyare Tamir Fabrikası
3-1941’de THK Ankara Etimesgut Uçak Fabrikası
4-1945’te THK Ankara Gazi Motoru Fabrikası

 

Depremi üzerinden geçen 24 yıl

THK, Hava Kuvvetleri’ni güçlendirmek için sürekli yerli ve milli havacılığın önemini vurguladı. Bunun için Türkiye’nin ilk pilotlarından Binbaşı Fazıl Bey’in hayatını kaybettiği günü “Tayyare Şehitlerini Anma Günü” olarak kabul etti. 30 Ağustosları ise “Tayyare Bayramı” olarak kutladı. Kurtuluş Savaşı’ndan başarıyla çıkan milletimiz, ciddi bedeller ödemiş insanlarımız asla boş durmamış sizin anlayacağınız. Peki sözün özü biz 17 Ağustos 1999 Depremi’nin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen ne yaptık?

 

Bildiğim kadarını anlatayım çünkü, ilk bir kaç yıl bence rahmetli Ahmet Mete Işıkara önderliğinde insanlarımızı bilinçlendirmeye yoğun çaba harcadık. Çünkü biliyorduk ki bilgi insanı güçlü kılar. 

 

Deprem Anmaları umut verici başladı

Hiç unutmam, 2000 yılında ilk 17 Ağustos Anma etkinliklerinde bütün ulusal basın Kocaeli’deydi. Cumhuriyet Parkı’nda iğne atsan yere düşmezdi. Halkın ilgisi büyüktü. Hem acımızı paylaşmıştık, hem depremi her açıdan bilim ışığında inceleyen sunumlar,  bilgilendirmeler yapılmıştı. Yani hem durum tespiti yapılırken, hem de bundan sonra neler yapılması gerektiği hakkında bilgiler veriliyordu. Umut vericiydi. Bizi acılarımızdan ders alıp, bir şeyleri değiştireceğimize inandırmıştı.

 

Gördüklerim beni o kadar üzmüştü ki

Arada geçen diğer yılları anlatmıyorum. Bir de size en son katıldığım, sanırım 10 ya da 11 yıl önceydi, 17 Ağustos Gölcük Anma Programı’nda gördüklerimi anlatayım. İşten çıkıp koşa koşa Gölcük sahiline anma kortejinin başlayacağı yere kendimi atmıştım. Gördüklerim beni o kadar üzmüştü ki, kısa bir süre etrafı gezip, insanlarımızı gözlemleyip, evime dönmüştüm. Yaşananları hatırlayanları tenzih ederek yazıyorum, ama ne yazık ki cehalet hakim olmuştu ve insanların her şeyi unutup birbirine düşmesine şahit olmak canımı acıtmıştı.

 

İster inanın ister inanmayın

Çünkü çoğu insanımız yaşadığı acıları fazlasıyla unutmuş görünüyor ve bu alanda bir anma programı değil de festival alanına gelmiş gibi hareket ediyordu. Birlikten beraberlikten eser kalmamıştı. Halbuki yaşanmışlıklar önemliydi ve bilgi insanı güçlü kılardı ama neredeydi bu bilgi? Program katılımcılarının birbirine aksi aksi davranışları uzaktan bile görülebiliyordu. İş ticarete dönmüştü. Gölcük Depremi anma meydanı, festival alanına çevrilmiş gibiydi, halkımız sivil toplum kuruluşlarının açtığı standları çekirdek çitleyerek dolaşıyordu. İster inanın ister inanmayın, vallahi de billahi de durum buydu.

 

Kur-an Tilaveti ve dua programı

Gölcük Müftülüğü de sağ olsun her yerde bütün gün boyunca Kur-an Tilaveti ve dua programı yapıyordu. Peki bilim adamları neredeydi bu programda derseniz maalesef ben de bilmiyorum. Eminim böyle bir programa ben de konuk olarak katılsam hiç de verimli olamam. Çünkü iş çığrından çıkmıştı. Çok üzüldüm ve bir daha da anma programlarını takip etmedim. Hani hep birbirimizi suçluyoruz ya biraz da çuvaldızı kendimize batıralım istedim.

 

Yaşananlardan ders alıp, önümüze bakalım

Peki sonuç derseniz acele etmeyin onu da söyleyeceğim. Tüm bu yaşananlardan ders alıp, önümüze bakacağız. Önce kendimizi ve sonra birbirimizi çok seveceğiz, birbirimize sıkıca sarılacağız. Sonra her şeyden herkesten önce biz dürüst olacağız ki, bizi yönetenlerden de dürüst olmalarını istemeye hakkımız olsun. Ki onları da dürüst insanlar arasından seçeceğiz. Sözün özü memleketteki namussuzlar kadar namuslular da bu vatanın evladı olduğunu hatırlayacak ve ona göre sesini çıkaracak. Korkmayacak.

 

Nasıl başlıyor İstiklal Marşımız Korkma!

 

Öyleyse önce ne yapacağız, kendi ayarlarımıza, kendi rızamızla bir an önce dönmesini bileceğiz. Sonraaaaaa…

 

Anadolu Gezi Rehberi ekibi yolda

Sonrası çok kolay. Bu süreç uzun bir süreç. Herkes taşın altına elini koyacak ve şeffaf olacak. Ne yapıldığını bilirsek birbirimizin eksiklerini tamamlama fırsatı da bulabiliriz. Misal, size canlı bir örnek vereyim. Biz yazımın başında da dediğim gibi çocuklar geleceğimiz dedik ve Anadolu Gezi Rehberi ekibi olarak bir yola çıktık. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Siz biraz merak ededurun bizler ilerleyen günlerde detaylarımızı da sizlerle paylaşıyor olacağız.

 

Bilgi insanı güçlü kılar

Eğer bir şeyin ne anlama geldiğini bilmiyorsanız, onu anlamanız ve ondan korkmanız mümkün değil. Oysaki hepimiz biliyoruz ki, bilgi insanı güçlü kılar. Deprem ile ilgili ne çok şey bilirsek, aklımız var, fikrimiz var, beynimizi kullanarak kendimizi depremden koruyabiliriz.

 

Biz Kocaeliler yaşadık biliyoruz

Geleceğimizi yeniden şekillendirirken, Devletimiz depremzede insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılarken, bizler neler yapabiliriz diye düşünebiliriz? Çünkü bu uzun bir süreç ve yapılacak çok şey var. Biz Kocaeliler yaşadık biliyoruz. Bilgi insanı güçlü kılar. Öyleyse artık, yaşadıklarımızdan ders alıp, önümüze bakalım. 

 

 

Toplanan kitapları deprem bölgesine bağışlayacağız

İşte size harika bir örnek, Kocaelili Yazarlar 11 Mart Cumartesi günü deprem bölgesi için kitaplarını imzalayacak. “Kocaeli’de yaşayan, bu kentin kültürel etkinliklerine emekleriyle katkı vermeyen çalışan bizler, kitap dostlarına imzalayacağımız kitapların tüm gelirini ve kumbarada toplanan kitapları deprem bölgesine bağışlayacağız”, diyorlar.  41 Yazar Tek Yürek adlı imza günü etkinliği için gelen basın daveti beni çok heyecanlandırdı. Sizlerle de paylaşmak isterim. Çünkü, yazarlarımıza katkı vermek isterseniz Kitap Keyfim Soydan İş Merkezi Zemin Katta sizi bekliyor olacaklar bilesiniz. Aldığınız kitapların fiyatını siz belirleyeceksiniz ve ayrıca da sakın olaki aldığınız kitapların içine küçük notlar bırakmayı unutmayın. Benden söylemesi.  

 

Katılımcı yazarlarımızın isimleri

Yazarlarımızın sayısı şimdiden 41’i aşsa da katılımcıları sizinle paylaşayım istedim: Yücel Alpay Demir, Melek Kavşut, Dilek Dila, Elif Doğan, Behice Karadeniz, Kamil Çöpur, Osman Nuri Cebe, Süleyman Pekin, Zeynep Karaca, Yavuz Ulugün, Vural Atılgan, Ümit Salih Balol, Uğur Ulusoy, Fatma Türk Kuşkaya, Taylan Katak, Şener Aksu, Sevcan Tamer, Ruhan Odabaş, Çiçek Polat, Ömer Asım, Oya Gündüz Aksu, Nazım Çelik, Mevlüt Sosyal, Mesut Nöbetçigil, Lale Tığ, Mustafa Küpçü, Kamuran Özben, İhsan Sönmez, Hicran Edis, Gürkan Uysal, Selma Gün, Gül Anasal, İbrahim Apkınar, Ergün Demir, Gülseren Delibaş, Çetin Güzel, Alptekin Cevherli, Erdem Arcan, Şerafettin Ergül, Nadir Tekin, Filiz Çınar, Dursun Özden, Hasan Okay, Hakan Yağcıoğlu, Gönül Balkır…

 

Öyleyse haydi canım Türkiyem, bilgi insanı güçlü kılar. Yaşadıklarımızdan ders alıp, önümüze bakalım. 

 

©2024 Anadolu Gezi Rehberi

veya

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

veya

Create Account