Atatürk’ün nikah töreni davetlisiyiz. Bu tarihi ana şahitlik etmek için hazır mısınız? Öyleyse buyurun salona geçelim.
Dalgın ırmakları kurutan kainatın her yerinden duyulan bir son yangındır bu. Yüreğimizdeki sessizlik ve serinlik ömür boyu sürmez, ancak sevinç çığlıklarımıza dönüşür. En derinlere dokunan bu yangının yolcuların kaderi olduğunu söyleyenler yanılacaklar. Çünkü bu yangın gün doğumu yangını. Her gün yine yeni yeniden Anadolu topraklarında azimle o eşsiz güneşi doğuracak.
Eşsiz bir güneş gibi doğdu Atatürk
Uğraşacak, didinecek, düşünecek, arayacak, bulacak, koşacak, atılacak, bağıracak, haykıracak. Ancak hiç durmayacak ve her yeni günle birlikte yeniden doğacak güneş. Tıpkı İzmir Yangınları sonrası yeniden küllerinden doğacak İzmir’e gelen, Atatürk’ün bir güneş gibi doğduğu gün misali.
Atatürk’ün nikah töreni için davetliyiz
Bugün 29 Ocak 1923. Atatürk’ün nikah töreni için davetliyiz. Öyle zannediyorum ki hikayeyi bilmeyeniniz yoktur. O dönemlerde sadece dini nikah geçerliydi. Ancak Mustafa Kemal Paşa çiftinin nikahına ilk defa bir kadın yani Latife Hanım da katılmıştı. Nikah masasında çiftin ikişer tanığı yer almıştı. Ve nikahı İzmir Kadısı kıymıştı.
Nikah şahitleri
Atatürk’ün nikah töreni, Mareşal Fevzi Çakmak ile Kazım Karabekir Paşa Mustafa Kemal’in, İzmir Valisi Abdulhalik Renda ve Salih Bozok beyler de Latife Hanım’ın tanıklıkları eşliğinde yapılmıştı. Nikah törenine tıpkı bugün gibi pazartesi saat 17.00’de başlanmıştı. Latife Hanım ve Gazi Mustafa Kemal Paşa birbirleri ile evlenip evlenmeyecekleri sorusuna hür iradeleri ile şahitler huzurunda cevap vermişlerdi.
Türk Medeni Kanunu’nun müjdecisi
İlk defa 40 kişilik davetli topluluğu önünde kıyılan Atatürk’ün nikah töreni için bir evrak hazırlanmıştı. Ve evrakın üzerinde onaylayan olarak İzmir Merkez Kadısı Ömer Feyzi Bey’in imzası vardı. Gerçekleşen Atatürk’ün nikah töreni yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ufukta görünen Medeni Kanunu’nun müjdecisiydi.
Nikah sonrası Atatürk Koral Paşa’ya gider
Nikah sonrasında Atatürk, İzmir’e ilk giren komutanlarımızdan olan Mehmet Emin Koral’ın evine gider. Şimdi de sözü heyecanı gözlerinden okunan Mehmet Emin Koral’ın kızı Cumhuriyetimizin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral’a bırakayım.
Atatürk sayesinde cennete kavuştuk
“Harp sonrası büyük bir coşku oldu. Atatürk sayesinde cennete kavuşmuş gibi olduk. Onun yaptığı bütün devrimleri yaşadık. O zaman bambaşka bir gençlikti vardı. İdeal diyorsanız hakikaten büyük bir idealdi. Babam İzmir alındıktan sonra kumandan olarak orada bulunuyordu. Atatürk nikah töreni yapıldıktan sonra bize gelmiş ve hatıra defterime şöyle bir not yazmıştı.
Millet senden çok şey bekliyor
“Füreya Hanım millete ifa edeceğin vazife mühimdir. Bunu bir an bile hatırandan çıkarma. Millet senden çok şey bekliyor. Çalış ve ona göre hazırlan.” Benim de içimde hep bir işe yaramak, bir şeyler yapmak isteği vardı. Durmadan çalıştım.
İzmir’in kızları gücünü Atatürk’ten alır
Füreya Koral zamanın atmosferi böyleydi diyor. Füreya Koral’ın dayısının Cevat Şakir Kabaağaçlı, teyzelerinin ressam Fahrünnisa Zeyd ile Aliye Berger olduğunu öğrenince şaşırmayacaksınız. İzmir’in kızlarının gücünü güzelliklerinden değil, Atatürk’ten aldığını göreceksiniz.
Kadınların hak ve özgürlüklerine vurgu
Atatürk, her fırsatta kadın erkek eşitliğine, kadınların hak ve özgürlüklerine vurgu yapmış. Çünkü erkek egemen toplumumuzu kadın hakları konusunda bilinçlendirmeye çalışmıştı. 30 Ocak’ta 1923’te İzmir’de yine halka şöyle seslenmişti.
Bir millet medenileşmek isterse
“…Bir toplum, cinsinden yalnız birinin zamanın gereklerini kazanmasıyla yetinirse o toplum yarıdan fazla eksiklik içinde kalır. Bir millet geliştirmek ve medenileşmek isterse özellikle bu noktayı temel kabul etmek mecburiyetindedir. Bizim toplumuzun başarısızlığının nedeni, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır…
Milletimiz kuvvetli olmaya karar vermiştir
Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bugünün gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız da ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğrenim derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”