Malatya’daki Arslantepe Höyüğü’nden elde edilen bulgulara göre Anadolu’da güçlü siyasi ve dini kurumları olan ilk devlet sistemi günümüzden 5 bin 500 ila 6 bin yıl önce doğmuştu.

 

Arslantepe elde edilen verilere göre, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdi. Koridor duvarlarındaki baskı motif ve duvar resimlerinin gücü simgelediği sarayda çok sayıda mühür baskısının bulunması şu sonucu ortaya çıkardı; sarayda idari etkinlikler bir hayli yoğundu ve malları mühürleme yetkisi bulunan çok sayıda memur vardı. Bütün etkinliklerin merkezileştirilmişti, kayıt amacıyla etkin bir mühürleme sistemi kullanılmıştı, bürokrasinin gelişmesiyle güçlü siyasi ve dini kurumları olan bir devlet sistemi doğmuştu.

 

Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış

Geç Kalkolitik Dönem’den Demir Çağı’na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Malatya’nın Battalgazi ilçesinde bulunan Arslantepe Höyüğü, Hititler’den Roma ve Bizans’a kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Girişinde geç Hitit Dönemi’ne ait aslan heykelleri ve devrilmiş bir kral heykelinin bulunduğu tarihi höyük, dünyanın ilk yağmur drenaj hattı gibi şehir altyapısı bulunan kerpiçten saray ve 2 bini aşkın mühürle, Anadolu’da ‘İlk Şehir Devleti’nin yapıları.

 

Fırat Irmağı’nın batı kıyısı yakınında

Malatya’nın 7 kilometre kuzeydoğusunda, Fırat Irmağı’nın batı kıyısı yakınındaki Orduzu Beldesi’nde yer alan Arslantepe Höyüğü‘nün Kültür Dolgusu 30 metre yüksekliğinde. M.Ö 5 bin yıllarından M.S 11’inci yüzyıla kadar olmak üzere 6 bin yıl boyunca yerleşim alanı olarak kullanılan Arslantepe Höyüğü’nde yapılan kazılar sonucunda şunlar gün ışığına çıkarıldı;

* Kerpiç saray (M.Ö 3300 – 3000 )
* Tapınak (M.Ö 3600 – 3500)
* İki bini aşkın mühür baskısı
* Kaliteli metal eserler

 

5 bin 700 yıllık çocuk iskeleti

Höyükte son yapılan kazılarda milattan önce 3500-3700’lü dönemlere ait olduğu sanılan kemik ve seramik parçaları, fincan, ok ucu, boncuk taneleri, kemik alet ve ağırşak, çakmak taşları, delici ve iğne, müzik aleti, dairesel formlu kuyular, kolye ucu, bebek iskeleti bulundu. Yine höyüğün Kuzey-Doğu yönünde yer alan kazılarda da milattan önce 700-1200 Geç Hitit dönemine ait kerpiç ve taş duvarlar, seramik ve kemik parçaları, ağırlık, taştan yapılmış kesici-delici aletler, taş objeler, boncuk taneleri, fincanlar bulundu. Bu yılki kazıların en önemli bulgularından biri de 5 bin 700 yıllık çocuk iskeleti oldu. Boynunda 4 sıra kolye, sağ el bileğinde 4 sıra bileklik ve sol el bileğinde bir sıra bilekliği olan 6 yaşındaki çocuk iskeleti, o döneme ait yaşamsal ayrıntılara da ışık tutacak.

 

 

Arslantepe Höyüğü müze olarak da ziyaretçilere açık

Anadolu’nun en eki saray kompleksi olan Arslantepe Höyüğü müze olarak da ziyaretçilere açık. Höyükte bulunan saray yapısı 2 buçuk metreye kadar koruna gelen kerpiç duvarları, tapınak, depo ve idari odalarıyla gezilebilecek hale dönüştürüldü. Türünün en iyi örnekleri arasında yer alan çatı örtüsünün inşasında, görsel olarak gerek arkeolojik kalıntıların, gerekse doğal çevrenin önüne geçmemeye büyük özen gösterildi. Saray yapısının içerisindeki yürüyüşe eşlik eden panolar, savaşın başlangıcında gücün nasıl ortaya çıktığı, ilk idari sistemin nasıl işlediği ile ilgili açık bir algı oluşmasını sağlıyor. Sarayın ortasındaki koridoru, odaları süsleyen yaklaşık 5 bin 500 yıllık duvar resimleri de tüm canlılığı ile görülebiliyor. Bilinen en eski kılıç gibi, Aslantepe’de bulunan eserler Malatya Müzesi’nde oluşturulan oldukça başarılı sergide görülebiliyor.

 

İtalyan kazı heyeti

1961 yılından beri Arslantepe Höyüğü’nde kazı çalışması gerçekleştiren İtalya Sapienza Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane’nın başkanlığındaki heyet 2019 yılında da Ağustos ayında başladıkları çalışmaları 2 Ekim 2019 tarihinde sonlandırdı.

 

Kaynak: Habertürk ve Cnntürk

©2025 Anadolu Gezi Rehberi

veya

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

veya

Create Account