Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan iki asır önce Türkmenler’in Anadolu’ya ayak basmalarıyla, bu diyarlar Türk Toprağı olmuştu. Türk kavimlerinin ilki Oğuzlar, Müslüman olduktan sonra Türkmen adını alarak, batıya doğru aktılar ve bugün dünya üzerindeki Türkler’in son kalesi olan Anadolu’yu bin yıl önce Türk Vatanı haline getirdiler. Bugün sizleri Adıyamanlı Türkmen kızı Zahide Durmaz Akar ile tanıştırmak istiyorum.
Anneannesinin hatırasını yaşatmak için yola çıkan Zahide Durmaz Akar, Türkmen geleneğine özgü geleneksel kadın kıyafetleriyle giydirdiği Besi Bebek ile dünyayı dolaşıyor. Besi Bebek adını verdiği bebekle dünyaya Türkmen geleneklerini anlatan Zahide Durmaz Akar, Türkmen kadınların kutnu adı verilen ipekle dokunmuş kumaştan diktikleri geleneksel kıyafetlerin bugün artık yok olmaya yüz tuttuğunu fark etmiş ve liseden mezun olur olmaz bir araştırmaya koyulmuş. Yöre halkının sevinçlerini, üzüntülerini, zevklerini, yaşam tarzlarını yansıtan Geleneksel Türk El Sanatları’nın özgün örneklerinden biri Besi Bebek’i üretmeye başlamış. Besi Bebek, gücünü Anadolu’nun o eşsiz kültüründen alıyor. Bugün Adıyaman’ın marka değerlerinden biri olan Besi Bebek, Türkmen kültürünü temsil ediyor. Bizlere, Anadolu insanının hayallerine eşlik eden emek ve alın terinin ne kadar değerli olduğunu anlatıyor. Gelin hep birlikte, başarılı genç girişimci Zahide Durmaz Akar’ın hikayesini kendisinden dinleyelim:
Girişimci Zahide Durmaz Akar kimdir? Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1979 yılında Adıyaman merkezde doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Adıyaman Kız Meslek Lisesi’nde tamamladım. Lisede, Çocuk Gelişimi ve Nakış üzerine eğitim aldım. Çocukluğumun oyuncak bebeği Besi Bebeği yapmaya karar verdikten sonra, Adıyaman GAP GİDEM (Girişimci Destekleme Merkezleri) için projemi hazırladım. Projem kabul olduktan sonra eğitim sürecimiz başladı. Şu eğitimleri aldık: ODTÜ Yöneticilik ve Yönetim Becerileri Eğitimi 4 ay, Marmara Üniversitesi Tasarım Eğitimi 9 ay, İstanbul Gelişim Üniversitesi Pazarlama Eğitimi 5 ay, Ege Üniversitesi’nden Bilgisayar Eğitimi, Dicle Üniversitesi Pazarlama ve Dış Ticaret Eğitimi, Bilgi Üniversitesi’nden dil eğitimi. T.C. Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından kurulan GAP-GİDEM (Girişimci Destekleme Merkezleri) sayesinde aldığım tüm bu eğitimleri işime uyguladım. Adıyaman GAP GİDEM’de İş Geliştirme Uzmanı Ali Yıldırım Bey, hayatımda yol göstericim oldu. İyiki kendisini tanıdım. Buradan kendisine teşekkür etmek isterim. Bu proje sayesinde özgüvenim gelişti.
Besi Bebeğin hikayesi nedir?
Aslında Anadolu’nun her yöresinin bir bebeği ve hikayesi vardır. Çünkü eskiden bu kadar imkan ve lüks olmadığından çocuklar için çok fazla oyuncak yoktu. Evin büyükleri çocuklarının oyuncaklarını kendileri yapardı. Benim oyuncaklarımı da anneannem yapardı. Hikayesi de şu: Anneannemin amcasının eşi Besi Teyze köyde bize gelirdi, gözleri kördü. Kendisi bebek yapardı. Bebeklerini göğsünün içinde saklardı. Çıkarıp çıkarıp onları severdi. Ben de çocuğum, Besi Teyzeyi gördükçe anneannemden bebek isterdim, o da beni kırmazdı. Teyzem köyde terzilik yaptığı için evde artık kumaşlar çok olurdu. Anneannem de bu arta kalan kumaşları değerlendirerek bana bez bebekler yapardı. Anneannemin benim hayatımdaki yeri farklıdır. Onu kaybettikten sonra, hatırasını yaşatmak için bu projeyi yaptım. Liseyi bitirdikten sonra da bir fiil Besi Bebek projemi işe dönüştürdüm ve çalışmaya başladım.
Adıyaman’ın yöresel kıyafetlerinin özelliği nedir?
Yöresel kıyafetler, genel olarak Türkmen geleneğinden gelir. Ben de Türkmenim. Her ilçede geleneksel kıyafetler farklıdır. Dağlık olan ilçeler kalın kumaşlar, ova köyleri sıcak olduğundan daha ince kumaşlar kullanır. İçten dışa doğru kadın giysisi şöyle sıralanabilir: İçlik, iç göynek, işlik, üzerine üç etek, etek üzerine bel kuşağı bağlanır. Altına tuman giyilir. Ova köylerinde 3 etek yaygın değildir. Dağlık köylerde ve aşiretlerde de üç eteğin üzerine kadife ceket de giyilir. Kadınlarımızın başında da fesleri vardır, üzerine gümüş tacı, alınlarına da altınları dizilidir. Üzerine sırmalı puşusu sarılıdır. Onun üstünde de beyaz keteni bağlanır. Bu beyaz ketenin bazı köylere göre yeri değişir. Sırmalı puşunun altında veya üstünde olarak kullanılır. Bu durum da o kişinin hangi mezhepten ya da hangi aşiretten olduğunu yansıtır. Ova köylerinde ise tuman, iç göynek, fistan ve beline kuşağı bağlanır. Bel kuşağı da ince dokunuşludur. Başlarına ise beyaz keten bağlarlar üzerine de sırmalı puşiyi sararlar. Sırması çok parlak olan ve puşisindeki altın veya gümüş teller kişinin ekonomik durumunu yansıtır. Eskinin sırmalı orijinal ipek puşularında aslan figürü varmış. O da Anadolu topraklarında yaşayan kadının gücünü ve asaletini temsil edermiş.
Bu kıyafetlerde ne tür kumaşlar kullanılır? Hangi renkler baskındır? Ne anlam taşır?
Ova köylerinde daha açık renkler yaygın, dağlıkta ise daha koyu renkler ve çiçekli güllü motifler yaygındır. Özel günlerde ve kişinin katıldığı etkinliklere göre kıyafetleri de farklılık gösterir. Baş bağlama şekline göre her besi bebeğin hani köyden, hangi aşiretten ve hangi aileden, evli mi bekar mı olduğu, kaç çocuk sahibi olduğu, zengin mi fakir mi olduğu anlaşılır.
Bugün hala geleneksel kıyafet giyen kadınlarımız var mı? Kaç yaşındalar?
Ova köylerinde yöresel kıyafet giyen kadınımız hiç yok. Dağlık köyler de ise bulmak mümkün ama çok az. Çünkü bu kıyafetleri daha çok köylerimizdeki 65 yaş üstü kadınlar giyiyor. Onların da sayısı çok azaldı.
Besi bebeğin dünyada ve ülkemizde tez konusu olduğunu söylemiştiniz? Bunu biraz anlatır mısınız?
ABD’den bir konuğumuz oldu. Bu üniversite öğrencisi bir hafta Adıyaman’da kaldı. Buradaki girişimci kadınlar ve de besi bebekle ilgili araştırmalar yaptı. Besi Bebek Newyork Üniversitesi’nde master tezi konusu oldu. Besi Bebek, ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde de öğrencilere sınav sorusu oldu. Geçmişten geleceğe kültürümüzün izlerini taşıyan Besi Bebek, birçok televizyonda, gazetelerde, dergilerde haberlerde de yer aldı.
Bir besi bebeği nasıl yapılır, bize yapım aşamalarını anlatabilir misiniz?
Besi bebeklerin eli, ayağı ve başı ahşaptan yapılır. İskelet bir tel üzerine inşa edilir. Telin üzerine bebeğin anatomisini belirginleştirmek için sargı bezi sarılır. Besi bebeğin giysisinde kullanılan kumaşlar tamamen el dokumadır ve ipektir. Bu kumaşlar yöremizde yetişen bitkilerden oluşan kökboyama ile yapılır. Bir besi bebek yapılana kadar, 50 aşamadan geçer. Her bebeğin yapımı 3 gün sürer. Her bebek kişiye özel ve bir tane üretilir. Besi bebeğe istediğiniz hareketi yaptırabilirsiniz, kırılma, dağılma, bozulma olmaz.
Besi Bebek turizm fuarlarına ilk ne zaman katılmaya başladı?
İlk olarak 2002 yılında Nemrut Festivali ile fuarlara katılmaya başladım. 2004 yılında 7. EMİTT Turizm Fuarı’na katıldım. Ve 2015 yılına kadar da bu fuarı aralıksız katılarak takip ettim. Fuara, turizm sektörüne yıllarca emek veren, uzun yıllar İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü görevini yürüten aynı zamanda Türkiye Turizm Yazarları ve Gazeteciler Derneği’nin (ATURJET) ve onun uluslararası ayağı olan FIJET’in kurucu üyesi rahmetli Orhan Pirinççioğlu tarafından davet edildim. O zamanki Adıyaman Belediye Başkanımız Necip Büyükaslan, konaklamamı karşıladı Sultanahmet’te kaldım. En büyük hikayem orada başladı. Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği ANELSANDER ile tanışmam da orada oldu. Sultanahmet’te kaldığımız yerin yanında, Yeşil Ev vardı. Yeşil Ev; Sultanahmet Meydanı’nda Ayasofya ile Sultanahmet Camii arasında, Cedid Mehmet Efendi Medresesi’nin yanında gösterişli bir konaktır. Orada geleneksel bebek üretici Semra Hanım’la tanıştım. Çok da mutlu oldum.
Bugüne kadar hangi fuarlara katıldınız?
2007’den başlayarak 4 yıl arka arkaya Adıyaman Sincikliler Derneği davetlisi olarak Esenler Belediyesi İller Kendini Tanıtıyor festivallerine katıldım. 2008 yılında da İzmir’deki turizm fuarının ikincisine katıldım. Her yıl onu da takip ettim. Kadıköy Belediyesi İller Tanıtım Festivalleri 2009 ve 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Beyoğlu Belediyesi’nin Taksim Gezi Parkı’nda ortaklaşa düzenlediği “5. Uluslararası Altıneller El Sanatları Festivali’ne katıldım. Bu fuara da 7 yıl gittim. Antalya YÖREX Fuarı’na 2010’da katıldım. İstanbul’da Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali 2011, Kültür Bakanlığı Kırşehir Ahilik Festivali 2011-2012-2013-2015, Balıkesir’de Ramazan etkinliklerine ve Şile Bezi Festivali’ne 2012-2013 ve 2016, Pendik Belediyesi Kültür Sanat Festivali’ne 2013-2014-2015 yıllarında katıldım. Ankara’da Cumhurbaşkanımızın değerli eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Congresium’da gerçekleşen illerin kadın el sanatları fuarına 2 yıl üstüste katıldım. Akşehir Nasrettin Hoca Etkinlikleri 2015, Gelibolu’da Sardalya Festivali’ne 2011, 2013 ve 2014. Adıyaman Mobilya Dekorasyon Fuarı 2016, Gaziantep’de Fıstık Festivali’ne 2015-2017. Gaziantep’te Yöresel Bebek Çalıştayı 2018. İzmir Güzelbahçe Festivali 2014-2015-2017-2018-2019.
Fuarlara katılım maliyetli iş nasıl başarıyordunuz?
İlk zamanlar cebimde çok param yoktu. Kalacak yer sıkıntısı çekiyordum. 2008 yılında ilk defa katıldığım İzmir Fuarında da, Adıyaman Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Mustafa Salman misafir etti. Benim için çok önemliydi. Haklısınız bir fuara katılmak büyük maliyet, fuarlara çoğunlukla valilik veya belediyenin standında katılıyordum. İlimizin katılmadığı fuarlarda da Türkiye’nin tarihi ve turistik değerlerini tüm dünyaya tanıtan bir turizm elçisi, turizm camiası ve basınının yakından tanıdığı bir duayen olan Halil Tuncer abinin standında fuara katılıyordum, sandalyem olmasa da yer tezgahı kuruyor, ürünlerimi sergileyip satmaya çalışıyordum.
Hangi uluslararası fuarlarda ilinizi temsil ettiniz?
Adıyaman’daki İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Adıyaman Valiliği’nin destekleri ile Kültür Bakanlığı’nın davetlisi olarak 2013 ve 2014’te Fransa’daki Anadolu Festivali’ne, 2014’de Japonya’da Turizm Fuarı’na katıldım. Amerika’da yapılan Türk Festivali için de vizem çıktı. Pasaportum bir gün gecikmeyle geldiği için katılamadım. Yine Kültür Bakanlığı’nın davetlisi olarak Makedonya Kardeş Ülke Festivali-2018 katıldım. Katıldığım ulusal ve uluslararası fuarların hepsinin yeri benim için ayrı, her biri benim farklı açılardan gelişmemi sağladı.
Aynı zamanda genç girişimcilere ilham olmak için neler yaptınız?
İlk olarak, 2006’da Mardin’de Girişimci Kadınlar Platformu etkinliğinde, genç girişimci kadınlara hikayemi anlattım. İstanbul’da Ataşehir Belediyesi’nin Doğuş Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği 8 Mart Kadınlar Günü etkinliğine katıldım. 2013 ve 2017 yıllarında Adıyaman Üniversitesi’nde Mutlu Aile Mutlu Kadın projesine konuşmacı olarak katıldım. Yine aynı yıl Kadınlar Bakıra Can Veriyor etkinliğinde konuşmacı oldum. Tüm bu etkinliklerde, kadınlarla girişimcilik hikayemi paylaştım. İstedim ki hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkmak isteyen kadınlar, ideallerini ileriye taşımayı düşünen kadınlar için ilham kaynağı olayım.
İlk Besi Bebek serginizi ne zaman açtınız?
Adıyaman Müzesi’nde 2017 yılında Müzeler Haftası’nda ilk besi bebek sergimi açtım. 213 ürünümü sergiledim, Besi Bebek sergimin konsepti, Adıyaman merkez ve ilçelerinin yazlık ve kışlık geleneksel kıyafetleri oldu. Sağ olsunlar, valimiz, belediye başkanımız, alay komutanımız da sergimi ziyaret ettiler.
Devamı Yarın…