Kendimizi, yaşadığımız çevreyi ve evreni anlamlandırma çabamız, bizleri yaşam ve ilişkiler hakkında soru sormaya iter. Bu sorulara verdiğimiz cevapların oluşturduğu inanç ve görüşler, hem bireysel hem de toplumsal yaşamı düzenleyen gelenek, görenek ve ritüellerimize biçim verir. Bu biçimleniş sonucunda ise kültür oluşur. Kültür, kuşaklar arası aktarım yoluyla varlığına devam eder. Sahip olduğumuz kültürel mirası, atalarımızın binlerce yıllık yaşam deneyiminin, aklının ve yaratıcılığının bugüne ulaşmayı başarmış kalıntıları olarak kabul edilebiliriz.
Geçmişin izlerini taşıyan kültürel mirasımız, kimliğimizle, kültürümüzle, tarihimizle ilgili somut olan ve olmayan varlıkların ve değerlerin de bütünüdür. Bir ülkeye, ulusa veya topluma millî kimlik duygusu veren şey sahip oldukları kültürel miraslarıdır. Dolayısıyla bu mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerekir. Bu mirasın korunması, yaşatılması ve değerlendirilmesi için vardır Kültür Turizmi. Bugün kültür turizmi için önemli olan, kültürel mirasımız Tokat Yazmacılığı konusunu işleyeceğiz. Şimdi sizleri Geleneksel Tokat Yazmacılığı El Baskı ve Kalıp Ustası Emel Ardahanlı ile yaptığımız keyifli söyleşi ile başbaşa bırakıyorum:
Emel Ardahanlı Kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1957 yılında İzmir’de doğdum. Evli ve bir çocuk annesiyim. İzmir Güzelbahçe’de oturmaktayım. Yazmacılık sanatını Tokatlı usta Atıf Arpacıoğlu’ndan öğrendim. Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları kapsamına giren Tokat Yazmacılığı’nı tanıtmak yaşatmak için sergi ve festivallere katılıp canlı performans sergilemekteyim. AB Grundving Unutulan Sanatları Yaşatma proje kapsamında İngiltere-Manchester- Leeds toplantılara katılıp sunum yaptım. Halen İzmir-Çeşme Halk Eğitimi Merkezi’nde usta öğreticilik yapıyorum. İzmir-Güzelbahçe’deki atölyemde, özel kurslar da vererek kendi çalışmalarıma devam etmekteyim. Çalışmalarımı görmek isteyenler www.facebook.com/atolyeemel/ sayfama bakabilirler.
Katıldığınız sergi, festival ve sempozyumlardan bahsedebilir misiniz?
İzmir EBSO Geçmişten Günümüze-2012, İzmir Urla Sanat Geceleri-2010-2011-2012, İstanbul Büyük Çekmece Uluslar Arası Kültür Sanat Festivali-2011-2012, Antalya Akdeniz Üniversitesi Moda Tekstil Bienali-2012, Antalya Olbia Sanat Galerisi Sergi-2013, Antalya Akdeniz Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Sempozyum-2013, Gaziantep Fıstık Festivali-2013, Gaziantep 25 Aralık’ta 25 Sanatçı-2013, TSEG VI İzmir Karma Sergi-2013, Ege Üniversitesi 34.Kültür ve El Sanatları Şenliği-2013, İzmir Alsancak TCDD Sanat Galerisi Sergi-2014, İzmir Urla Yorgo Seferis Art Gallery Sergi-2014, Ege Üniver.35.Kültür ve El Sanatları Şenliği-2014, Antalya Akdeniz Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Sempozyum-2014, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yazmacılık Tarihi-2014, Gaziantep 25 Aralıkta 25 Sanatçı II-2015, Konya Akşehir Kültür Sanat Festivali-2012-2013-2014-2015-2016, İzmir Güzelbahçe El Sanatları Festivali-2014-2015-2016-2017-2018-2019, İzmir Ticaret Odası Sergi-2015, Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi Kültür Sanat Şenliği-2015, İstanbul Emitt Fuarı-2016, Bursa El Sanatları Festivali-2017, İzmir Alsancak Tarihi Hava Gazı Sergi-2016, Tokat Gök Medrese Sergi-2016, Trabzon KTÜ Yazmacılık Çalıştayı-2016, Trabzon KTÜ Yazmalardaki El İzleri Sempozyumu-2017, İzmir Alsancak Tarihi Hava Gazı Sergi-2017, İzmir Çetin Emeç Sanat Galerisi Sergi-2018, Çanakkale Ticaret Odası Sergi-2018, Çanakkale Gökçeada Kent Müzesi Sergi-2018, İzmir Alsancak Tarihi Hava Gazı Sergi-2019, İstanbul Bilgi Üniversitesi Çalıştay-2019, Tokat Şehir Müzesi Sergi-2020, Trabzon KTÜ Yazmacılık Çalıştayı-2020. Ayrıca Ellerin Türküsü-Kanal B, Biz Bize-Kanal B, Hayatın Renkleri-TRT Anadolu, Hayat Sevince Güzel-Ege TV, İzmir’de Sanat-TRT Kent Radyo, Kentin Üreten Kadınları-TRT Kent Radyo programlarına katıldım. Altın Teri I-Yunus Koç, Elvan Baskılar Diyarı Tokat-Sırrı Demirci, Yazmalardaki El İzleri-Trabzon KTÜ Yayınları, Yazmalardaki Narin Eller-Bolu İzzet Baysal Üniversitesi gibi kitaplarda yer aldım.
Geçmişten günümüze kalıp baskı (yazmacılık) sanatı hakkında bize neler söyleyeceksiniz?
Tokat ilinde yazmacılık tarihinin en az 600 yıllık olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda Tokat’ta üretim giderek gelişmiştir. Günümüzde makinalara karşı yaşam savaşı veren yazmacılık en güzel örneklerini Tokat’ta vermiştir. Yazmacılık üç temel malzemeye dayanır, bez-kalıp-boya. Bez olarak genellikle pamuklu dokumalar kullanılır. Kalıplar ıhlamur ağacındandır, elle NAKIŞ BUL adı verilen bıçaklarla oyulur. Boya olarak bitkisel boya kullanılmasına karşın bugün kimyasal boyalarda kullanılır.
Tekstille ilgili sanatlardan biri olan yazmacılık ülkemizde nerelerde, nasıl bir yöntemle yapılır? Yöreye göre ne değişir?
Osmanlı’da hemen hemen ülkenin her yöresinde yapılmış yazmacılık sanatı. İzmir, İstanbul, Konya, Mardin, Elazığ, Erzincan, Denizli, Trabzon ilk aklıma gelenler. Tabiiki Tokat en başta. Osmanlı’da Valide Sultanların gelirleri yazmacılıkta ticari anlamda çalışanlardan alınan vergilerden oluştuğu için, ticari olarak kontrol altında tutabilmek için Tokat’ta yapılması buyrulmuş. O günlerden bugüne yazmacılık denince hemen Tokat gelir akla. Saraydaki tüm kıyafetlerin kumaşları süslemeleri Tokat’ta yapılırmış. Bugün günümüzde Tokat (tabii ki), İstanbul, Trabzon, Mardin yeni yeni Kastamonu da halen çalışılıyor. Yöntem bütün yerlerde aynıdır. Bez kalıp boya. Tokat dışında diğer illerde makinadan çıkma kalıplar kullanılıyor çoğunlukla. Bugün bunlara cnc kalıp diyorlar, ben hiç elime alıp çalışmadım çalışmam da. Yöreye göre değişen desenlerdir sadece.
Yazma baskı kalıpları neden yapılır ve özellikleri nelerdir?
Yazmacılıkta kullandığımız ahşap kalıplar ıhlamur ağacından yapılır, esas olan geleneksel olan budur aslında. Ama dediğim gibi cnc makina kalıplarını yapmak için başka ağaç da kullanıyorlar. Ihlamur ağacının özelliği hafiftir kullanımı rahattır. Sulak yerlerde yetiştiği için lifli bir ağaçtır, boya emici özelliği vardır. Tokat’ta ıhlamur ağaçları kalıp için kesilir hiç bir sıcakla buluşmadan doğal ortamda 2-3 yıl kurutulur, ondan sonra kalıp için yuvarlak parçalara ayrılır. Desen üzerine çizildikten sonra elde özel bıçaklarla oyulur. Zor ama bir o kadar da keyiflidir.
Baskı öncesi ve baskı sonrası işlemler nelerdir?
Naylon sentetik olmadığı sürece bütün kumaşlara baskı yapılır, hele ki yöresel tezgah dokumaysa değmeyin keyfime. Baskı yapacağımız bütün kumaşlar öncelikle sabun ve sirkeli su ile yıkanır, kumaşın apresi yani Tokat’ça şepili alınır. Ütü ile kılavuz çizgilerimizi hazırlayıp baskıya geçeriz. Baskıda esas olan göz kararı parmak ölçüsü tırnak ütüsüdür. Belli bir zaman sonra tamamen alışıyorsunuz zaten. Baskıdan sonra kuruma açık havada varsa güneşte kurumaya bırakırız. Genelde bir gün bekletip sonra fiksesini yaptırıyorum. Bunun içinde ütümüzün buhar ayarını kapatıp buharsız ütü ile önden arkadan kumaşın cinsine göre sıcaklığını ayarlayıp ütülüyoruz. Baskı öncesi ve sonrası bu işlemleri eksiksiz yaparsak çalışmamız ölümsüz olur. 30-40 derece çamaşır makinasında yıkanabilir.
Devamı Yarın…